Yahşi’de bulunan Saga Restaurant’da yapılan üye buluşmalarında BESİAD’ın konuğu Prof. Dr. Asaf Savaş Akat olurken, 28. Dönem CHP Millet Vekili Süreyya Öneş Derici ve Belgesel yönetmeni ve gazeteci Nebil Özgentürk de katılan konuklar arasındaydı.
Bodrum da bulunan esnaf sanayici ve iş insanlarının sosyalleşmesi, örgütlenmesi ve faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla kurulan BESİAD’ın, 22. dönem Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nazlıoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan geleneksel üye buluşması, 3 değerli konuğun sohbetleri ile devam etti.
Neslihan Nazlıoğlu konuşmasında şunları söyledi;
“Bugün aramızda çok kıymetli konuklarımız var. 32 yıl sonra Bodrum’un sesi, kulağı ve gözü olacak olan milletvekilimiz Süreyya hanım aramızda. Kendisini Asaf hocamdan önce 10 dakika dinliyor olacağız ve belgeselleri ile bizi zaman yolculuğuna çıkaran, nostalji yaptırıp ne günlermiş dedirten ünlü belgesel yapımcısı Nebil Özgentürk de aramızda. Kendisine de hoş geldin diyorum.
100 yıllık Cumhuriyet tarihimize bakınca, Cumhuriyet değerlerine bağlı olmanın, çoğulcu demokrasiye sahip çıkmanın, laiklik ilkesine sadakatin, kaynak dağılımının piyasa ekonomisi ile düzenlenmesinin, kurallara dayalı liberal dünya düzeninin parçası olmanın, ülkemizde derinlere kök salan bir geleneği olduğunu görüyoruz. Zaman zaman tartışmalara konu olmasına rağmen, Türkiye’nin yönetim anlayışında hep bu temel değerlere geri dönülüyor. Fakat bu temel değerler üzerinde yapılan tartışmalar, kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. Bu yüzden temel değerler konusunda netleşmeli ve çoğulcu demokrasiyi, laikliği, piyasa ekonomisini ve kurallara dayalı liberal dünya düzeninin parçası olmayı artık tartışma dışına itmeliyiz. Bu netleşme, ülkenin istikametinin belirgin olmasını sağlayacak. Bu istikameti tüm dünya görecek. Bu tartışmayı geride bırakınca bugün çözmekte zorlandığımız sorunları çok daha kolay çözebilir durumda olacağız.
Bu sorunların başında ekonomi geliyor. Göstergeler ekonomimizin belki de son 10 yılın en sıkıntılı döneminden geçtiğine işaret ediyor. Buna göre, ihracat geriliyor, cari açık artıyor, bütçe açığı büyüyor, hayat pahalılığı satın alma gücünü düşürüyor, yüksek enflasyon bilançoları bozuyor ve işlem maliyetlerini artırıyor, mevduat ve kredi faiz oranları yükseliyor, politika faiz oranının düşüklüğüne rağmen yatırımlar canlanmıyor, TL değer kaybediyor, yabancı yatırımcı gelmiyor. Uzun süredir ilk defa “ikiz açık” yaşıyoruz.
Arka arkaya sıralayınca sıkıntılı bir tabloya işaret etmesine rağmen, aslında bu sorunlar çözümsüz değil. Yeter ki sorunun kaynağını doğru teşhis edelim ve buna uygun bir politika setini şeffaf ve takvime bağlı olarak uygulayalım.
Bu konularla ilgili ekonominin duayenlerinden olan Prof. Dr Asaf Savaş Akat hocamızla ekonomi üzerine sohbet ediyor olacağız.
Bodrum ekonomisine baktığımız zaman, bugün turizmde g otellerimizin doluluk oranı %50 ekside, gelen turist kalitesi düşük, otel ve işletme fiyatları yüksek, enflasyon ve her gün fiyatlardaki artış, personel maliyetlerinin artışı, kalifiye personel sorunu, personel konaklama problemleri, Türkiye’ nin destinasyon olarak diğer komşu ülkelere göre çok daha pahalı olması sebebiyle turistin tercih noktası olmaması gibi önemli problemlerimiz var.
Covid-19 pandemisi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, deprem felaketi gibi arka arkaya gelen bir dizi olayla sınandığımız zor bir dönemden geçtik. Birçok yara aldık. Bu yaraların sarılması ne kolay ne de hızlı olacak. Ancak bu bizim ülkemiz ve hepimiz üstümüze düşen sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Siyasetçilerimizin de iktidarı ve muhalefetiyle aynı sorumluluk duygusuyla hareket edeceğine inanıyoruz. Uluslararası kabul gören, sınanmış politikaları kararlılıkla uygulayarak; ortak aklı devreye sokarak; istişare ve görüş alış-verişini yürüterek bu zor günleri el birliğiyle aşacağımıza inanıyoruz.”
Bu sorunların başında ekonomi geliyor. Göstergeler ekonomimizin belki de son 10 yılın en sıkıntılı döneminden geçtiğine işaret ediyor. Buna göre, ihracat geriliyor, cari açık artıyor, bütçe açığı büyüyor, hayat pahalılığı satın alma gücünü düşürüyor, yüksek enflasyon bilançoları bozuyor ve işlem maliyetlerini artırıyor, mevduat ve kredi faiz oranları yükseliyor, politika faiz oranının düşüklüğüne rağmen yatırımlar canlanmıyor, TL değer kaybediyor, yabancı yatırımcı gelmiyor. Uzun süredir ilk defa “ikiz açık” yaşıyoruz.
Arka arkaya sıralayınca sıkıntılı bir tabloya işaret etmesine rağmen, aslında bu sorunlar çözümsüz değil. Yeter ki sorunun kaynağını doğru teşhis edelim ve buna uygun bir politika setini şeffaf ve takvime bağlı olarak uygulayalım.
Bu konularla ilgili ekonominin duayenlerinden olan Prof. Dr Asaf Savaş Akat hocamızla ekonomi üzerine sohbet ediyor olacağız.
Bodrum ekonomisine baktığımız zaman, bugün turizmde g otellerimizin doluluk oranı %50 ekside, gelen turist kalitesi düşük, otel ve işletme fiyatları yüksek, enflasyon ve her gün fiyatlardaki artış, personel maliyetlerinin artışı, kalifiye personel sorunu, personel konaklama problemleri, Türkiye’ nin destinasyon olarak diğer komşu ülkelere göre çok daha pahalı olması sebebiyle turistin tercih noktası olmaması gibi önemli problemlerimiz var.
Covid-19 pandemisi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan savaş, deprem felaketi gibi arka arkaya gelen bir dizi olayla sınandığımız zor bir dönemden geçtik. Birçok yara aldık. Bu yaraların sarılması ne kolay ne de hızlı olacak. Ancak bu bizim ülkemiz ve hepimiz üstümüze düşen sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Siyasetçilerimizin de iktidarı ve muhalefetiyle aynı sorumluluk duygusuyla hareket edeceğine inanıyoruz. Uluslararası kabul gören, sınanmış politikaları kararlılıkla uygulayarak; ortak aklı devreye sokarak; istişare ve görüş alış-verişini yürüterek bu zor günleri el birliğiyle aşacağımıza inanıyoruz.”
Neslihan Nazlıoğlu’nun konuşmasının ardından kürsüye gelerek değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Asaf Savaş Akat da günümüz Türkiye Ekonomisinde tahminlerin ve yönelimlerin risk taşıdığını belirterek şunları söyledi;
“Ekonomistler de pek anlamıyor bu işi aslında. Türkiye, herkesin kolay anlayacağı bir yer değil, ama genellikle TL’ye olan güven önemli bir faktör. İnsanlar paralarını Türk Lirasında tuttukları takdirde, paralarının enflasyona karşı korunacağını düşünüyorlarsa TL’ye geçiyorlar. Ancak ‘faizler düşük, enflasyon da yüksek çıkar’ derlerse, tasarruflarını korumak için dolara dönüyorlar. Dolara dönünce dolar fiyatı artıyor. Aynı zamanda, ülkemizin dış açığı var zaten, enflasyonun yükseldiği dönemde insanlar, ‘aman parada kalmayalım, mala yatıralım, araba alalım, ev alalım’ diyorlar. Mümkün olduğu kadar tasarruflarını mala geçiriyorlar ve mal talebi artıyor. Bunlar olurken kur yükseliyor; ardından enflasyon yükseliyor, enflasyon yükselince insanlar başka arayışlara yöneliyorlar. Yani faizin düşük tutulması, faiz ile ilgili sert bir anlayışla düşük faizle enflasyona bakmaksızın ve enflasyon tehlikesini hesaba katmaksızın ‘Düşük faiz!’ diyerek ısrar edilmesi, bu dolardaki hızlı yükselişin kesinlikle tek ana sebebidir. Son durum, bundan sonra ne yapılacağına bağlı. Eğer aynı politika izlenirse, yani sen paranı Türk Lirasında tutmama, mümkün olduğunca dövizde tutma derdine düştüğün sürece, bu yükselmeye devam edecek. Dolar yükseldikçe enflasyon yükselir, enflasyon yükseldikçe faiz yetersiz kaldığı için Türk Lirasından kaçış devam eder. İşte bu arada geçici tedbirlerle seçim öncesi bu olay en azından geçici bir süre baskı altına alınmaya çalışıldı. Bu da bir süre doları tutabilirdi.
Asaf bey konuşmasını “bunların hepsi enflasyonun gidişine bağlı” diye sonlandırarak soru cevap bölümüne geçti.
BESİAD üyeleri ile yaptığı karşılıklı değerlendirmeler sırasında üyelerden gelen “Yatırım tavsiyeniz var mı?” sorusunu; “Yatırım tavsiyesi veremem, zaten enflasyonun bu kadar yükseldiği bir zamanda hiç bir vatandaş yatırım tavsiyesi veremez. Anladığım kadarıyla vatandaş da iktisatçıların hiç bir tavsiyesini dinlemez.” diyerek yanıtladı.
Toplantıya katılan CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici de, “Ülkeye, demokrasinin yeterli olmaması sebebiyle yatırımcının gelmemesi ya da parasının değerinin düşmesi, maalesef topyekûn kötü ekonomi, topyekûn kötü bir iç ve dış siyasete eviriliyor. Önümüzdeki süreçte bazı şeylerin düzelmesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak öneriler, yönlendirmeler ve katkılar sunmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Nebil Özgentürk’de sanatın önemine değinerek Besiad üyelerine merhaba dedi.
Konuşmaların ardından BESİAD’ın 32. Kadın üyesi olarak yeni katılan Mine Peyzaj’ın sahibi Müge Şengül’e plaketi Bodrum Milletvekiil Süreyya Öneş Derici tarafından takdim edildi.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder